20 Ocak 2015 Salı

Sıradanlık

Geçen gün bir kitap okudum. Adı Varlık ve Piçlik, yazarı Hakan Akdoğan. Bazı cümleler hoşuma gitti altlarını çizdim. Kitapta kendimden bir şeyler buldum falan. Twitterdan yazarın hesabına baktım merak ettim. Bir kaç okuyucusunun tweetini rt'lemiş. Okuyucular kitapta benim çizdiğim cümlelerin aynılarını çizip fotoğrafını çekmişler. Birinci olay bu. Yine geçen gün kendimi yavaşlatmaya çalışıp farkındalık üzerine denemeler yaparken bir arkadaşım bir şeyler anlattı. Bende doğal olarak hemen tepki vermedim. Bu 3 saniyelik gecikmede diğer arkadaşım benim vereceğim cevabın aynısı verdi. Bu ikinci olay. Zaten her zaman söylediğim bir şeydi herkesle aynı olduğumuz sıradan olduğumuz. Ama bunu bilmemin ciddi bir etkisi olmamıştı üstümde. Küçük olaylarla yaşamaksa garip bir reaksiyonu başlattı. Farklılığınız bile başkalarıyla aynı. Oturduğum eve baktım, okuduğum okula, arkadaşlarıma, aileme, kullandığım eşyalara, okuduğum kitaplara, düşünce sistemime aklınıza gelebilecek her şeye. Yolu yok bundan kurtulmamın. Gözümde aynı üniformaları giymiş askeri yürüyüş yapan bir yere döndü dünya. Adımı bozmaya çalışmam bile adımı daha düzgün atmama sebep oluyor. Yaptığımız hiçbir şey bize ait değil. Beşikten mezara ve geçmişten geleceğe bir birikimi yaşıyoruz. Evet bir insanız ama tek kişilik yaşamıyoruz. Bir çoğulluk yaşamımız. Suçlu yok, iyi yok, kötü yok. Yeni bir gezene gitsek. 0'dan başlasak binlerce yıl sonra gelebileceğimiz nokta yine aynı. Farklı bir dünya hayal edemiyorum. Çünkü zincirler kopmuyor birbirinden çünkü insanız çünkü ihtiyaçlarımız değişmiyor. Hapsolmuş hissediyorum. Aynı zamanda görünmez hissediyorum kendimi herkesle aynı olduğum için. Bu düşünce beni hem boğuyor hem rahatlatıyor.

2 Ocak 2015 Cuma

Kendimi kıyas alıp genelleştirerek yazdığımda yanlışlara düşüyorum.Çünkü ne kadar kendimi genelin içinde görsem de biraz farklı olduğumu inkar edemem. Bu yüzden genelleştirmeden yazacağım biraz. Bir insan beni ne kadar tanıyabilir diye düşünüyorum. Yeni tanıştığım biri benle konuşurken öyle sıradanım ki. Tanıştıktan sonra bir kaç kez daha konuştuğum görüştüğüm arkadaş olduğum kişiler beni bu kadar az tanırken hala herkesle bir tutmaları normal değil mi? Gerçi her yönden beni tanısalar herkesle bir tutmalılar mı tutmamalılar mı bilmiyorum. Ben kendimi bildiğimden insanların bana davranışlarında bir farklılık beklerken yani beni tanıyorlarmışçasına bana tepki vermelerini beklerken aslında beni ne kadar az tanıdıklarını ve paylaşımlarımızın ne kadar yüzeysel olduğunu görüp üzülüyorum. Yalnızlığa daha çok sürükleniyorum. Çünkü iletişim ölmemek için yenen kötü yemek artıkları gibi geliyor gözüme. Bazıları daha çok yaklaşıyor tanımaya. Ama öyle kompleks canlılarız ki. Asla kendimi olduğum gibi anlatamayacağım.