24 Haziran 2015 Çarşamba

İletişim Mesafelerim

  İletişime kapalı biri değilim. Ama açık da sayılmam. Öncelikle sohbeti derecelendirerek açıklamaya başlayayım. Yolda yürüyorum biri yol sordu rahatlıkla uzun uzun anlatırım eğer biliyorsam. Yani kısa süreli anlık yardımlarda esirgemem konuşmamı. Yine yoldayım ve birinin yardıma ihtiyacı olduğunu gördüm gider konuşurum benden bir şey beklememiş olsa da. Bir otobüs yolculuğundayım mesela ve yaşlı teyze benle konuşmak istiyor. Onun beklentilerine cevap veririm yol bitene kadar uzun uzun konuşurum ama telefon alıp vermem, bayramlarda konuşalım, cuma mesajları atılsın istemem. Yolda konuşuyoruzdur, yol biter konuşma biter. Bir otobüs yolculuğundayımdır yine, yanımdaki genç kız biraz heveslidir konuşmaya ama ortak paydalarımız çok da yoktur aslında anlarım konuşmasından. O zaman sorularına yeni sorular eklemez yeterince kibarlık yaptığım kanısına vardığımda kulaklığımı takar yolculuğuma öyle devam ederim. Bir kamp ateşinin başındayızdır yeni tanıdığım insanlar vardır, konuşmalara dahil olurum fakat merkezde olmamaya özen gösteririm. Kafam uyarsa o insanlarla kamp süresi boyunca sohbetlerimiz devam eder ama evime döndüğümde beni rahatsız etsinler istemem. Öyle arada bir güzel  sohbet edelim ama bunu daimiye çevirelim istemem. Ailemle sohbetlerimde yeterince açık değilimdir. Çünkü beni yargılasınlar istemem sorulara cevaplar veririm açıklamaları nadir yaparım. Yeni soruları gerçekten bir şey merak ediyorsam ya da müdahale etmem gereken bir durum olduğunu düşünüyorsam sorarım. Onlara duygularımı ifade ederken de utanırım sevgi gösterisinde çok nadir bulunurum. Bu onlara olan sevgim hakkında size bir fikir vermez. Yakın arkadaşlarımla normal sıklıkla iletişim kurarım sorunları varsa dinlerim onlara anlatabileceğim, beni anlayabilecekleri beni rahatlatabilecekleri ya da çözüm getirebilecekleri bir sorunum varsa anlatırım. Onlara anlattıklarım genelde günlük sorunlar olur, varoluşsal sorunlarım ya da içimdeki sancıları paylaşmam çünkü bu derinlikte olmadıklarını biliyorum. Aramda fiziksel bir yakınlık olan insanla bilgi birikimine göre paylaşım yaparım. Eğer düz bir insansa derinine konuşmayı denemem hatta yakınlığımı azaltırım. İnsanları denediğim çok olur. Beni ne kadar anlayabileceklerini, dinlediklerini merak ederim. Ama hiçbir zaman sürekli konuşmak istemem. Buna bir kişi dahil değil bunun sebebi de onun benle sürekli konuşmak istememesi olabilir. Onun konuşmama istenci bende sürekli konuşma istenci doğuruyor. Velev ki sürekli konuşmaya başladık, o zaman bunun dengelenmesi gerektiğini düşünür ve bu istencimi kaybederim.  Havadan sudan işten okuldan aşktan olaylardan yani günlük bir konuşmadan fazlasını konuştuğum insanları kendimle kıyaslarım. Bilgilerinin benden az olduğunu gördüğümde, önce anlatma hevesim artar sonra karşımdakinin anlama hevesine göre sohbetimiz derinleşir ya da son bulur. Bilgilerinin benden daha fazla olduğunu gördüğüm bir kişiyle sohbet ederken heyecanlanırım, bütün hücrelerimle dinlemeye açığımdır. Bir süre sonra sohbete bir şeyler katmak isterim, eğer karşımdaki benim katkılarıma açıksa sohbetimiz şahane devam edebilir. Eğer katkılarıma kapalıysa kötü hisseder, katkı yapabilecek bilgi birikimine gelene kadar o insanla birebir münazaradan kaçınırım. Birileriyle sürekli konuşma ihtiyacı duymam sessizliği bölmek için konuşmak istemem, bu yüzden konuşana içimden kızarım. Sessizlik de anlamlıdır çünkü ve iki insan yan yana sessizliği de paylaşabilmelidir.