9 Ağustos 2017 Çarşamba

Kabuk Adam

''Şefkat! Dağılıp gitmemi önleyebilecek tek şey olan şefkatin ta kendisi, beni böyle paramparça ediyordu.''

''Bir balona şekil veren hava gibi, benim de hayatıma şekil verecek bir şeye gereksinimim var. Şu anda bunun ne olabileceğini bile bilmiyorum, belki ancak sevgi diye tanımlanacak bir şey.''

''Yalnızlığa öyle alışmıştım ki bir başkasının ilgisini ancak bir tehdit olarak algılayabiliyordum. Yabani bir hayvanın insan karşısında tedirginliğine benzeyen bir duyguydu bu. İçimdeki ceset uyandırılmaktan korkuyordu.''

''Bir başka bedenle, dost bir canlıyla temas etmek, ölüm korkusunun en iyi yatıştırıcısıdır.''

''Şimdiye dek, şu ya da bu şekilde, intihar denememi öğrenmiş herkesten çok daha farklı bir tepki gösterdi. Tony, üzüldü, gerçekten üzüldü. İçten, derin bir acıyla, gözleri hafifçe yaşararak ''Bunu nasıl yapabildin?'' diye mırıldandı. Beni ne yargılamaya, ne çözümlemeye kalkışmış, ne de ironik bir üslupla, denememin ne ölçüde ''gerçekçi'' olduğunu sorgulamıştı. Akılcı, mantıklı yaklaşımlardan,ucuz sevgi sözcükleri kadar iğrenirim; yeryüzü, zekalarından başka bir şeyi olmayan insanlarla yeterince dolu zaten. Biz entellektüellerin, hiçbir zaman gösteremeyeceği cesaretle, bir intihar girişimiyle yüzleşebiliyordu Tony ve buna tek insanca tepkiyi, üzüntüyü gösteriyordu. Psikanaliz, nevroz, varoluşçuluk gibi kavramlarla kafası bulanmamıştı ve aslında son derece basit bir şeyi, bir başkasının korkunç acısını hissedebiliyordu. Bir başka insan için üzülebiliyordu. İkiyüzlü, çok bilmişlerin dünyasında eşi bulunmaz bir duyarlılıktı onunki.''

''Bense bu ''gece birlik'' ilişkilerin , yalnızlığımı kısa bir süre için dindirse de , beni daha korkunç bir şefkat açlığına sürükleyeceğini düşünüyordum.''

''Korkmadığımı söylerken kastettiğim, hiçbir şeyin beni gerçekten derinlemesine korkutmadığı. Başıma ne gelirse gelsin , fazla umursamayacakmışım gibi. Bir başkasına oluyormuşçasına seyirci kalabilecekmişim gibi.''

''Okşamalarını, ev ödevini yapan bir çocuğun alışkanlığıyla yanıtlıyordum.''

''Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi  dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı ilk fırsatta katlederiz. Sonra da bir ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.''

''Aramızdaki konuşmalar ne kadar kısa ve basit olursa olsun, asla sıradan değildi ve açıklanamaz bir biçimde doyurucuydu. Bir çocuk konuşmayı nasıl öğrenirse, ben de öyle öğreniyordum iletişimi, kendimi ifade etmeyi; sevginin büyük ve süslü sözcüklere gerek duymadığını. Paslı ve küflü kavramlardan kurtuluyor, her sözcüğün değerini, tazeliğini keşfediyordum. ''


Aslı Erdoğan-Kabuk Adam